Yenidoğan Çetesi Davası Öncesi Protesto
Haber: Saadet Öğretmen ve UCİM Açıklaması – Canlı Yayın
(İSTANBUL)- Bakırköy Adliyesi’nde Yenidoğan Çetesi davası öncesinde gerçekleşen basın açıklamasında Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM), İstanbul Kadın Meclisi ve Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) sağlık sistemi ve AK Parti politikalarını eleştirdi.
SGK dolandırıcılığıyla yenidoğan bebeklerin ölümüne neden olan “yenidoğan çetesi”nin yargılandığı Bakırköy Adliyesi önünde Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM), Halkın Kurtuluşu Partisi (HKP) ve İstanbul Kadın Meclisi bir araya geldiler.
“Türkiye’nin Tarihinde Bebekler Göz Dikildi”
Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye tarihinde bebeklerimize göz dikildiğini hiç görmemiştik. Küçücük çocukların ciğerlerini yok ettiler, onların kanını aldılar ve yaşayacak çocuklarımızın hayatına göz dikip onları öldürdüler. Bugün UCİM 16 avukatıyla davada müdahillik talep edecek. Mahkeme heyetine sesleniyoruz: Müdahale taleplerimizi lütfen kabul edin. Biz davaya bir gün değil, her celsede o bebeklerin yanında olacağız.”
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) açıklamasında yenidoğan çetesinin AKP iktidarının özelleştirme politikaları sonucunda oluştuğu savunularak, “Bu vahim olay yalnızca İstanbul’la ya da sadece yenidoğan üniteleriyle sınırlı kalmamıştır. Tek bir olay değildir. Oysa sağlık ve eğitim temel insan haklarıdır. Onu, gözünü kar hırsı bürümüş kişilerin eline vermek, hele de din kisvesi altında dünya menfaati sağlamak için her yolu mübah gören AKP gillerin insafına bırakmak bu akıl alınamayacak trajedilerin yaşanılmasını kaçınılmaz hale getirmiştir” denildi.
“Sorun Siyasi İktidarda”
İstanbul Kadın Meclisi açıklamasında ise şu ifadeler yer aldı:
“Bu davada, bu bebeklerin ölümünden her kim sorumluysa biz onların gereken cezayı alması için mücadele edeceğiz. Ama tek sorumlunun onlar olduğunu düşünmek büyük bir hata olur. Sorumlu sağlığın bir kamu hizmeti olması gerekirken, onu bir sektöre dönüştürenlerdedir. Sağlık en temel insan hakkıyken, sağlığı bize parayla satanlardadır. Sorun, bu iktisadi düzenin kendisindedir. Sorun, her yeri özel hastanelerle dolduran, özel hastaneleri teşvik eden ve bir de bu özel hastanelerin yükünü emekçi halkın sırtına yükleyenlerdedir. Sorun bu siyasi iktidarındadır.”